Ekokimya Kimyevi Ürünler
EKOKİMYA, Hale Yedier Münüklü tarafından 2009 yılında dünyaya ve çevreye saygılı temizlik anlayışıyla, ekolojik temizlik ve organik kozmetik ürünleri üretmek üzere kurulmuştur. Ecowell markasıyla organik kozmetik, Ecos3 markası ile ekolojik temizlik ürünleri üretmektedir.
Ecowell - Ecos3 Ürünleri için tıklayınız...
Ekokimya Kimyevi Ürünler Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
EKOKİMYA olarak 2009 yılında dünyaya ve çevreye saygılı temizlik anlayışıyla, ekolojik temizlik ve organik kozmetik ürünleri üretmek üzere kurulduk.
Kendi markalarımız için üretim yapmamızın yanı sıra fason üretimimizle de yerli ve yabancı pek çok müşterimize profesyonel hizmet sunmaktayız
2000 m²’lik üretim alanında, ayda 500 ton üretim, 600 bin şişe dolum kapasitesine sahip tesisimizde daha iyi bir Dünya için çalışıyoruz;
-Deterjanda 100 ml –1000 ml dolum aralığı
-Kozmetikte 5 ml –500 ml dolum aralığı
Deterjan ve kozmetik için 2 adet birbirinden bağımsız üretim hattımız bulunmaktadır.
Ecowell Organic Cosmetics
ICEA sertifikalı Ecowell doğal ve organik içerikli ürünler, doğanın zengin kaynaklarını size sunuyor. Cildiniz ve saçlarınız, doğal ve organik içeriğe sahip ürünlerle sağlık kazanıyor, korunuyor ve her zamankinden daha bakımlı görünüyor.
Ecowell ürünleri ICEA ve EtKO Cosmos Sertifikalı, doğal ve organiktir.
Ecowell ürünlerinde sağlığa zararlı içerikler asla yer almaz.
Ecos3 - Ekolojik - Ekonomik- Etkili
İnsanlığa, doğaya, geleceğe ve dünyaya saygılı temizlik için Ecos3
Ecos3 ürünleri, doğaya ve insana dost, yüksek saflıkta, bitkisel bazlı, yumuşak ve yüksek performanslı hammaddelerden üretilir. İnsan sağlığına zarar vermezler. Biyoçözünür formülleri sayesinde, doğada %90-95 oranında parçalanırlar. Suda ve toprakta zehirli atık oluşturmazlar.
Doğada Hemen Çözünür
Zehirli Atık Oluşturmaz
Denizleri Korur
Ecos3 ürünleri yüksek performanslı temizleyiciler oldukları için, diğer ürünlere oranla çok daha az miktarda kullanarak aynı sonucu elde edebilirsiniz. Böylece size paranızın karşılığını kat kat verirler! Ayrıca daha az ambalaj atığı oluşturarak doğanın korunmasına da yardımcı olurlar
Sudan Tasarruf Sağlar
Konsantre Ürünler
Bir çok etki bir arada
ICEA ORGANİK SERTİFİKALARI
ECOS3 ürünleri ICEA tarafından sürdürülebilir ve sertifikalı organik hammadde; minimum %95 oranında doğal kaynaklı içerik, Cilt ile temas eden ürünlerde Dermatolojik Test, tüketiciyi yanıltmayan etiket bilgileri, GDO içermeyen içerik; iyonlaştırıcı radyasyona maruz bırakılmamış; hayvanlar üzerinde test edilmemiş; geri dönüşümlü veya tekrar kullanılabilir paketleme kriterleri altında denetime tabidir.
ICEA- İTALYA Etik ve Çevre Sertifikasyon Enstitüsü
www.icea.bio/en
VEGAN & CRUELTY FREE SERTİFİKASI
PeTA, ( People for the Ethical Treatment of Animals) ABD, Virginia kökenli ve yaklaşık iki milyon üye ve destekçisi ile dünyanın en büyük hayvan hakları organizasyonudur. Vegan & Cruelty Free Ecos3 ürünleri ve ürünlerde kullanılan hiç bir hammadde hayvanlar üzerinde test edilmez.
www.peta.org
DERMATOLOJİK TEST
Dermatolojik test, insan denekler üzerinde yapılan tıbbi araştırmalar için etik ilkeler doğrultusunda, gönüllüler üzerinde yapılan bir kozmetik ürünün, tahriş potansiyelini değerlendirmek için yapılan testtir.
Cilt ile temas eden Ecos3 ürünleri dermatolojik olarak test edilmiştir.
GMP SERTİFİKASI
Gıda, ilaç, tıbbi cihaz ve medikal ve kozmetik alanlarında üreticinin yüksek kalitede ve yasal koşullarda üretim yapmasını sağlayan uluslararası geçerliliği olan bir standarttır.
HELAL SERTİFİKASI
Ürünün ham maddeden başlayarak mamül madde aşamasına kadar bütün proseslerinin, İslami kriterlere uygunluğunu garanti eden bir sertifikadır.
ISO 14001
Çevreye ve doğaya verilen zararların minimum düzeye indirilmesini amaçlayan bir standarttır. Çevre etkisinin izlenmesi ve sürekli iyileştirilmesi temeline dayandırmaktadır.
GMP SERTİFİKASI
Kalite Yönetim Sistemi’nin kurulması ve uygulanmasında gereken şartları tanımlayan ve belgelendirmeye esas teşkil eden standarttır.
Cilt ile temas eden Ecos3 ürünleri dermatolojik olarak test edilmiştir.
Hale Yedier Münüklü kimdir?
Kimyager Hale Yedier Münüklü, Ekomikmya şirketinin kurucusu ve Eko Kimya Yönetim Kurulu Başkanı'dır.
Hale Yedier Münüklü, KÜAD (Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği) Yönetim Kurulu üyesidir.
Halde Yedier Münüklü ile ropörtaj: Sertifikalı ekolojik kozmetik ve temizlik ürünleriyle öne çıkan Eko Kimya, Almanya’dan Hong Kong’a, Çin’den ABD’ye dünyanın dört bir yanına ihracat yapıyor. KOBİ olarak başarıyı yakalarken birçok zorluğu aştıklarının altını çizen Eko Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Hale Yedier, AR-GE’ye önem vererek ürün geliştirdiklerini ve markalaşma yolunda ilerlediklerini söylüyor.
Ekolojik ürünlerin öneminin arttığı günümüzde bir aile şirketi olarak bu pazarda kendi markasıyla büyümeyi hedefleyen Eko Kimya, ARGE’nin de önemini keşfederek yeni ekolojik ürünleriyle zorlukları aşıyor. Büyüyen pazarda insanların ekolojik ürünlere ilgisinin ciddi şekilde arttığının görüldüğünü vurgulayan Hale Yedier, piyasada ‘ekolojik’ diye birtakım ürünlerin satılmasına rağmen bir kesimin bunlara ilgi duyduğuna, bir kesimin ise hiçbir bilgi sahibi olmadığına dikkat çekiyor. Ancak anlatıldığı zaman bu kesimin de ekolojik ürünlere ilgi gösterdiğine değinen Yedier, “Bu konuda çok ciddi bir talep olduğunu gördük. Ardından kendi markalarımızla ekolojik temizlik ürünlerine yöneldik. O dönemlerde istediğimiz kalite standartlarında üretimi Türkiye’de yaptırmakta zorlandık. Çünkü ürünlerimizin belli başlı ağır kimyasalları içermemesi gerekiyordu. Üstelik bazı bitkisel kimyasalların içeriğinin temini zordu ve bu nedenle üretici firmalar pek sıcak bakmıyordu. Çünkü talep üreticiler için yeterince olgunlaşmamıştı. Dolayısıyla ilk başlangıçta pazarda konuşlanmak ciddi zorlukları da beraberinde getirmişti. Özellikle ekolojik temizlik ürünleri imalatına girmek yüksek miktarlarda yatırım gerektirdiği için işe sadece ticari olarak bakmanız pek rantabl değildi” diyor.
AR-GE olmazsa olmazı
Sektörde pazarlamanın ardından stratejik bir kararla üretici olmaya karar verdiklerinin altını çizen Yedier, piyasada böyle bir talep olduğunu gördüklerini ve işi doğru bir şekilde yapmak istedikleri için bu alana adım attıklarına dikkat çekiyor. Bu kararın ardından ilk üç-dört yıl AR-GE süreciyle ilgilendiklerini aktaran Yedier, şöyle devam ediyor: “Bir yandan da üretim yaptık ama piyasadaki ürünlerin dışında tüketiciye doğru alternatiflerle ulaşmak istediğimiz için AR-GE’ye ciddi yoğunluk verdik. Bunun yanında mutlaka ürünlerimizin performansı da yüksek
olmalıydı ki, tüketici tarafından kabul görebilsin. İki tane TÜBİTAK projesi yaptık ve başarıyla bitirdik. Daha sonra kendi markalarımızı üretmeye başladık. Derken işin kozmetik tarafına yöneldik. Bunun için yeni yatırım yaptık ve hem deterjan hem de kozmetik ürünleri üretmeye başladık. Kozmetikte kremler, şampuanlar gibi kişisel bakım ürünlerine yöneldik. Ürünlerimiz doğaldı ama tüketici bunu nasıl anlayacaktı? Zira doğal yazmayla tüketici algısı değişmiyordu. Ortalama 1,5 yıl tüketici kitlesini bilgilendirme çalışmalarına ağırlık verdik. Kimyagerimizle beraber Türkiye genelinde 40-50 seminer düzenledik. Son kullanıcılara yoğun kimyasalların zararlarını, başta çamaşır suyu olmak üzere bunların neden kullanılmaması gerektiğini, gerçek temizliğin nasıl olabileceğini ve bu kimyasallarla temizlik yaparken sağlıklarına ne kadar zarar verdiklerini anlattık. O dönemde ‘Çamaşır suyu kullanmayan var mı?’
diye sorduğumuzda tek bir kişi bile çıkmıyordu. Hatta ciddi tepkiler alıyorduk ve ‘Çamaşır suyu kullanmadan nasıl temizlik yapacağız?’ diye soruyorlardı. Süreç biraz zaman aldı fakat anlatıldığında insanların tercihlerinin değişmeye başladığını gördük.”
İlk distribütör Malezya’dan
KOBİ’lerin ihracat yapmalarının kolay olmadığını, dolayısıyla dış pazarlarda yaklaşık dört yıl önce var olmaya başladıklarını açıklayan Yedier, yurtdışı faaliyetlerine ilk önce fuarlara katılarak ivme kazandırdıklarını kaydediyor. Fuarlarda distribütörlerle anlaşma yoluna gittiklerini ve ilkini Malezya’dan bir firmayla yaptıklarını belirten Yedier, “Malezya distribütörü daha sonra yatırımcımız oldu. Ardından Asya’da hızla büyüdük ve Çin pazarına girdik. Hong Kong pazarına girdik. Avrupa’da bazı fuarlara katılıyoruz. Buralara sadece organik ürünler girebiliyor. Romanya, Macaristan, İtalya, Almanya gibi ülkelere ihracat yapıyoruz. Irak’la çalışıyorduk ama şu anda genel konjonktür gereği pek fazla verimli değil. Amerika’ya yeni ihracata başladık. Güney Kore var. Bunların dışında miktar olarak az yaptığımız ihracatlar da var. Bu ihracatları tamamen kendi markamızla yapıyoruz. Hem kozmetik hem de temizlik ürünleri ama ağırlık kozmetikte. Temizlik ürünlerinde lojistik maliyetleri çok yüksek olduğu için kozmetik önde. Üstelik fiyat rekabeti daha fazla ama kozmetikte durum tam tersi” açıklamasını yapıyor.
“Dünya kalitesinde üretim yapıyoruz”
2018’de Ortadoğu pazarına girmeyi düşündüklerine işaret eden Yedier, “Bu sene Ortadoğu’da bir fuara katıldık ve çok güzel dönüşler aldık. Ayrıca Dubai’deki fuar bizim için oldukça verimli geçti. Suudi Arabistan’a, Katar’a ihracatımız başladı. Ortadoğu pazarında kozmetikte özellikle katma değeri yüksek ürünleri tercih ediyorlar. Ayrıca temizlik ürünlerinde de beklemediğimiz bir taleple karşılaştık. Çünkü biz kozmetik ve temizlik ürünlerinde dünya kalitesinde üretim yapıyoruz. Tek fark, bizde bir firma yapıyorsa, gelişmiş ülkelerde 10 firma yapıyor ama kalitede hiçbir değişiklik yok. Bizim en büyük sıkıntımız işin pazarlamasını yeni geliştiriyor olmamız” diyor.
Kozmetikte 30’dan fazla çeşidi var
Ürün çeşitliliğinin bebe ve kadın grubu üzerine yoğunlaştığını açıklayan Yedier, “Saç kremleri, saç bakım yağları ve yüz grubu ürünlerimiz var. Krem, serum ve temizleme maddeleri gibi... Bir de vücut grubu dediğimiz duş jeli, el ve vücut kremi üretiyoruz. Kozmetikte 30’dan fazla çeşidimiz bulunuyor ama buna fason üretimleri de eklediğimiz zaman 50-60 farklı ürün ortaya çıkıyor” bilgisini veriyor.
Ürünleri önce kendi kullanıyor
Yedier, temizlik ve kozmetikte kendi ürünlerini kullandığına da değinerek: “Kozmetikte kesinlikle kendi ürünlerimi kullanıyorum ve hatta eşime dostuma da veriyorum. Üstelik kullanıp kullanmadıklarını bile kontrol ediyorum. Eğer çok spesifik bir ürün değilse mutlaka önce kendim deniyorum. Bir ürünü önce ben beğenmeliyim... Etkinliği, dokusu ve ambalajına kadar her ayrıntı benim için önemli. Bu yüzden tüketiciden gelen tepkiler çok olumlu. Tek sıkıntı yeni bir markayız. İyi bir şeyi üretmekle markalaşmak çok farklı eylemler. Bu nedenle henüz markalaşma sürecinin başındayız” yanıtını veriyor.
“Ülkemin yaşadığı zorluklar beni her şeyden daha çok yoruyor”
Türkiye’deki iş süreçlerine de değinen Yedier, Almanya’dan Türkiye’ye geldiğinde sekiz yaşında olduğuna işaret ederek, “İlk şokumu o dönemlerde yaşadım. Almanya’da bir sistem var ve her şey kurallar çerçevesinde yapılıyor. Hayat bu anlamda Türkiye’ye göre çok daha kolay. Türkiye’de ise bu kurallar gerektiği gibi işlemediği için sıkıntı yaratıyor. Şu anda hem Avrupa hem de ülkemizde iş yapıyor ve aradaki farkı görüyorum” bilgisini veriyor.
Üretimin başına ilk geçtiğinde “Tesiste niye aileden bir erkek değil de kadın olarak siz varsınız?” sorularıyla çok karşılaştığını vurgulayan Yedier, “Hem kadınlar hem de erkekler üretim tesisi varsa başında erkek olmalı düşüncesinde.
Şimdilerde kadın yatırımcı ve yönetici sayısı arttığı için anlayış yavaş yavaş değişmeye başladı. Zorlukları var ama biz kadınlar bu zorlukları avantaja çevirebilecek beceriye sahibiz. Kadın olarak karşılaştığım zorluklardan ülkemin yaşadığı zorluklar beni daha çok yoruyor. Biz sektör ve toplum olarak halen erkek egemen bir yapıdayız”
diyor.
“Farklılıklar yeniliğe dönüştürülmeli”
Sistemin sağlıklı işleyebilmesi için kadın ya da erkek zekası diye kategorize etmenin aslında çok siyah beyaz bir bakış açısı olduğunun altını çizen Yedier, şöyle devam ediyor: “Kadınlarda da erkeklerde de farklı zeka yapılarına sahip insanlar var. Kadınların duygusal zekaları daha yüksek olduğu için iş ilişkilerini yürütmekte daha başarılı oluyorlar. Erkeğin farkına varamadığı birçok ayrıntıyı kadın gözlemleyebiliyor. İnsan ilişkilerinin yapılandırılmasında bence kadınlar daha başarılı. Bir kadınla bir başka kadının çalışması bu nedenlerle daha zor... İki kadın bir araya geldiği zaman ağır bir rekabet oluşuyor. Bu noktada farklılıkların bir arada olmasının daha mantıklı ve güzel olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü farklılıklar gelişmeye zemin hazırlıyor. Kadın detaycı, erkek de sonuç odaklı. Yani ikisine de gereksinim var. Burada önemli olan farklılıkları doğal süreçlerinden ayırmadan üretime yansıtıp yaşama artı değer katabilmek. Kadınla erkeğin arasında bu farklılık itici bir durum değil tam aksine olması gereken bir bakış açısı. Farklılıklarda çatışma mutlaka olacak ama bu ayrıntılar yeniliğe dönüştürülmeli. Kısacası sınırları iyi belirlemek, ahlak ve karşılıklı saygı göstermek gerekiyor. Kurallar bu anlamda önemli, yani tartışmakta sıkıntı yok. Hatta tartışmalıyız ki çeşitlilik değere dönüşebilsin. Farklılıklar yoksa gelişme olmaz.”
“Asıl rekabet dünyada”
Türkiye’de yaşadığı en büyük zorluklardan birinin firmaların bir araya gelerek ortak iş yapmaktan uzak durmaları olduğu bilgisini veren Yedier, çoğunluğun bir türlü güçlerini birleştiremediğini söylüyor. Firmayı kurduğunda projelerde çok zorlandığını kaydeden Yedier, “Devlet destekli ‘İşbirliği güç birliği’ projeleri vardı. Çok güzel projelerdi ve birkaç firmanın bir araya gelerek yapması gerekiyordu. O zamanlar tanıdığım bütün firmalarla birleşerek bir şeyler yapmak istedim. Özellikle günümüz dünyasında firmaların güçlerini birleştirmesi çok önemli. En büyük sıkıntımız birlikte yürüyememek. Bunun temelinde de hep yokluk korkusu var ve insanlar her şeye kendisi sahip olmak istiyor. Herkes ‘paylaşacak bir şey yok, ben alayım’ derse olmaz. Pasta büyütülürse paylaşılan da artar. Firma eğer çok kurumsal değilse neredeyse bu ülkede birlikte üretmek mümkün olmuyor. Bu durum herkese büyük zarar veriyor. Oysa bizler birleşerek dünya devleriyle rekabet edebilecek altyapıyı oluşturmalıyız. Yapılması gereken bu ve zaman kaybetmemeliyiz. Asıl rekabet Türkiye’de değil dünyada yaşanıyor. Bugünü kurtarmaktan orta ve uzun vadeli stratejiler geliştiremiyoruz” ifadesini kullanıyor.
Tüm Ecowell - Ecos3 Ürünleri
Organik Anne, Bebek ve Çocuk Bakımı (10)
Organik Anti-Aging Bakım Ürünleri (1)
Organik Ayak Bakımı (1)
Organik Bitkisel Bakım Yağları (3)
Organik Cilt Temizliği (6)
Organik Cilt ve Vücut Bakımı (4)
Organik Deo Roll-on, Deodorant ve Esans (2)
Organik Diş Macunu ve Ağız Bakımı (1)
Organik El Bakımı (1)
Organik Erkek Bakım Ürünleri (1)
Organik Güneş Koruyucu (5)
Organik Makyaj (2)
Organik Saç Bakımı (2)
Organik Şampuan (4)
Organik Yüz Bakımı (3)
Organik Hijyenik Ped ve Tamponlar (1)
Organik Sabun (2)
%100 , güvenilir .
(=ekolojik, biyolojik), üretimde kimyasal girdi kullanmadan, her aşaması kontrollü ve sertifikalı üretim biçimidir.
; toprak ve su kaynakları ile havayı kirletmeden, çevre, bitki, hayvan ve insan sağlığını korumaktır.
Organik ürünler “görüntüsünden, tadından, kokusundan” anlaşılmaz, bilimsel ve hukuki kriterlere göre izlenip denetlenerek belgelendirilir.
Bir ürünün “doğal, naturel, katkısız, hormonsuz, saf, iyi tarım, köy ürünü, çiftlikten, ev yapımı, sağlıklı” gibi ifadelerle pazarlanması organik olduğu anlamına gelmez.
, Avrupa Birliği Organik Tarım Mevzuatıyla uyumlu, ve 'ne uygun olarak üretilip, Tarım Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş tarafından laboratuvar analizleri ile denetlenerek sertifikalanır.
|
|
|
|
|
|
|
|